Çıtır kızım

Ben 39, eşim Zeliha 37 yaşında. Sarışın ve beyaz tende olan eşim güzel ve alımlıdır. Kendisine bakar, hiçbir şeyi kafasına takmaz.

Kadir ve İrem adında iki çocuğumuz var. Antalya’da reklam ve afiş üzerine çalışan özel işyerim var. 

17 yaşındaki oğlumuz Kadir ile 16 yaşındaki kızımız İrem geçinemeyip devamlı kavga edince Lise 2 ye giden Kadir’i dedesinin yanına Konya’ya Anadolu Lisesine kaydettirdik.

Lise1 e başlayan kızımız İrem ise bizim yanımızda okuyor. İkisinin de dersleri iyi fakat bir araya geldiklerinde fırtınayı koparıyorlar. Bizdeçareyi ikisini ayırmakta bulduk.

Ben işim nedeniyle gidemediğim için eşim Zeliha kafasına esdikçe iki üç haftada bir oğlumuz Kadir’in yanına gider. Üç beş gün hem anne babasını hem de kadir’i görüp özlem giderdikten sonra döner.

Eşim sabah kalktı hiç planda yokken Konya’ya gitmek istediğini söyledi. Yine özledin Kadir’i herhalde dedim. Yaa bir görüp geleyim dedi. Kahvaltıdan sonra eşimi terminale götürüp yolcu ettim.

İş yerime döndüğümde kızım İrem aklıma geldi. Okuldaydı ve annesinin Konya’ya gittiğinden haberi yoktu. 

Son vakit minicik okul eteği ile gözüme takılan ve gün geçtikçe serpilip güzelleşen İrem’i düşünerek akşamı ettim.

Eve vardığımda İrem’e annen yokken evin kadını sensin hadi bakalım yemeği hazırla dedim. Yaaa baba diye mızlanmaya kalkınca, hem ona gaz verip hem de gönlünü okşayarak; annen bu evin kraliçesi, o ne derse olur fakat o yokken bu eve bir hanım yani bir kraliçe lazım değil mi? Bak etrafına senden diğer kraliçe görebiliyor musun dedim. 

Tamam ama şu an çok acıktım, çabucak yapılacak bir şey yok, dışarıdan hazır söyleyelim dedi.

Kraliçe sensin, tamam karıcım, söyle bakalım canın ne istiyor dedim. Karıcım diyince gözüme baktı, bir şey söylemesini beklemeden, bu evin hanımı sensin bende evin kadınına karıcım derim. Şimdi söyle bakalım ne yiyelim dedim.

Şunu yiyelim bunu yiyelim diye konuştuktan sonra, en çabuk gelebilecek yiyeceğin döner olduğunda karar kılıp siparişleri verdik. Kısa sürede geldi, bizde iyice acıkmıştık zaten, mutfak masasına açtık paketleri ve orada yedik.

İrem sofrayı toplarken bende oturma odasına geçmek suretiyle kalktım. İrem’in yanından geçerken kalçalarını elimin tersiyle hafifçe okşayarak, karıcım hadi iki adet kahve yapta karşılıklı içelim dedim.

Tamam, sen geç, şunları toplayayım ondan sonra yaparım dedi. Oturma odasına geçip televizyonu açtım. Kanalları tur atıp magazin programı bulunan bir kanalda durdum.

Biraz sonra İrem elinde kahve tepsisi ile geldi. Bana tepsiyi uzatıp kafasını iki yana sallayarak buyur kocacım dedi.

Teşekkür edip kahvemi aldıktan sonra gel şöyle yanıma otur beraber içelim dedim. Kahveleri içerken magazin programındaki yıldızlardan konuşmaya başladık. 

Her fırsatta İrem’i övüyor güzelliğinden söz ediyordum. İrem bir elbiseyi beğendi, sen giysen sana dahaçok yakışır dedim. Programdaki kadının saçlarını beğendi bende saçlarını okşayarak seninkiler daha güzel onun gibi kuaföre gitmiş olsan seninkiler süper olur dedim. Birinin makyajını ağır buldu, ben derhal sen makyajsız ondan güzelsin dedim.

En masum ifadesiyle yüzeme bakarak güzelim dimi dedi. Karıcım bunlar senin eline su dökemez dedim ve gülüştük.

Ama istiyorsan seni yarın kuaföre sürükler saçını ve makyajını yaptırırım dedim. Buna çok sevindi ve boynuma sarıldı.

Kahveler bitti, bir müddet tv izledik, daha sonra meyve yedik yatma zamanı gelmişti. İrem Oturduğu kanepede uyuklamaya başlamıştı. Biraz daha bekleyip gözleri kapanınca hadi yatağımıza gidelim diyerek koluna girip döşek odamıza götürüp yatırdım.

Üzerinde penye bir tşört altında ise gene penyeden bir kapri vardı. Oturma odasına dönüp televizyonu kapattım. Sonra üzerimdekilerin hepsini çıkartıp döşek odasına geldim. Yavaşça yatağa uzanıp bekledim. 

Sırtı bana dönük yan yatmış olan İrem’e arkadan sarıldım. Kalbi küt küt atıyor, uyur numarası yapıyordu.

Sırtını, kollarını, bacaklarını ve saçlarını uzun süre okşadım. Sonra kaprisini yavaşça aşağı çektim. Hafiften bir mızlanacak olunca, güzel karıcım seni yarın kuaföre götürüp saçını ve makyajını yaptırıcam. Saçlarına fön de çektiricem diyerek sesini kestim.

Sırt üstü yatırıp Tişörtünün altından göğüslerini bir müddet okşadım. Tişörtünü çıkarıp atarken gene mızlanacak oldu, bende güzel karıcımı kuaförden sonra alışverişe götürüp en hoş elbiseleri alıcam. Güzel karıcım isterse ona yüksek topuklu ayakkabılarda alıcam dedim.

Sesi kesilmiş uyuyor gibiydi. Benim gibi oda çıplak kalmış şimdi her tarafını rahatça okşuyordum. Ceviz büyüklüğündeki göğüslerinden başlayarak göbeğine ve amına kadar yaladım.

Artık mızlanma değil hoşlanma fısıltıları geliyordu. Bacaklarını aralayıp amının dudaklarını öpüp yalamaya ve amının derinliklerine dilimle girip çıkmaya başladım.

Zevk aldığı her halinden belliydi. Bu güzel ve daracık delik açılmış girmemi bekliyordu. Fazla bekletmek istemedim. Hemen bir prezervatif taktım. Amının giriş kısmını bol miktarda tükürükleyip yavaşça girip çıkmaya başladım. 

Tempo giderek hızlandı ve sikimin tamamını soktum. Hızlanan git gellerle boşaldım. Kendimi İrem’in yanına bırakırken çarşaftaki kanı gördüm. İrem’i kaldırıp banyoya götürdüm ve duş almasını söyledim. Kanlı çarşaf ve alezi çamaşır makinesine atıp yıkadım.

Duşa girdiğimde İrem hala yıkanıyordu. Boynuna bir öpücük kondurup bu bizim sırrımız olsun dedim. Başını sallayarak öyle olacak dedi.

O günden sonra ne vakit eşim Konya’ya gitse, İrem’le birlikteyiz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir